mutlak monarşi ne demek?

Mutlak Monarşi

Mutlak monarşi, hükümdarın (genellikle kral, imparator veya padişah) devletin tüm yetkilerine sahip olduğu ve bu yetkileri hiçbir kurum veya yasa ile paylaşmadığı bir yönetim biçimidir. Bu sistemde, hükümdarın kararları yasadır ve herhangi bir denetime tabi değildir.

  • Temel Özellikler:

    • Sınırsız Yetki: Hükümdar, yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin tamamına sahiptir. Yasaları yapar, uygular ve ihlalleri cezalandırır.
    • Kalıtımsal Yönetim: Taht, genellikle aile içinde miras yoluyla geçer. Hükümdar ölünce, yerine genellikle en büyük oğlu veya aileden bir başka üye geçer.
    • Tanrısal Hak İddiası: Bazı mutlak monarşilerde hükümdarlar, yetkilerini Tanrı'dan aldıklarını iddia ederler. Bu, otoritelerini meşrulaştırmak ve sorgulanmalarını engellemek için kullanılır. Bu konu ile ilgili daha fazla bilgiyi buradan edinebilirsin.
    • Merkeziyetçilik: Devletin tüm işleri, hükümdarın kontrolünde olan merkezi bir yönetim tarafından yürütülür. Yerel yönetimlerin yetkileri sınırlıdır.
  • Tarihsel Gelişim:

    • Mutlak monarşiler, özellikle Orta Çağ'ın sonlarında ve Yeni Çağ'ın başlarında Avrupa'da yaygınlaşmıştır. Fransa, İspanya, Rusya ve Avusturya gibi ülkeler, mutlak monarşi ile yönetilmiştir.
      1. yüzyılda Aydınlanma düşüncesinin yayılmasıyla birlikte, mutlak monarşilere karşı eleştiriler artmıştır.
    • Fransız Devrimi ve diğer devrimler, mutlak monarşilerin zayıflamasına ve yerlerini anayasal monarşilere veya cumhuriyetlere bırakmasına yol açmıştır.
  • Günümüzde Mutlak Monarşi:

    • Günümüzde mutlak monarşi ile yönetilen ülke sayısı oldukça azdır. Suudi Arabistan, Umman, Brunei ve Esvatini gibi ülkeler, mutlak monarşi örnekleridir.
    • Bu ülkelerde hükümdarlar, geniş yetkilere sahiptir ve siyasi partiler genellikle yasaktır veya sınırlı bir role sahiptir.
  • Eleştiriler:

    • Mutlak monarşiler, genellikle keyfi yönetim, insan hakları ihlalleri ve siyasi katılımın eksikliği nedeniyle eleştirilirler.
    • Hükümdarın sınırsız yetkileri, yolsuzluğa ve kötü yönetime yol açabilir.
    • Halkın yönetime katılımının olmaması, toplumsal hoşnutsuzluğa ve siyasi istikrarsızlığa neden olabilir. Bu konu ile ilgili daha fazla bilgiyi buradan edinebilirsin.